Tüm blog yayınlarımızı buradan görüntüleyebilirsiniz.
Hizmetler
Yazarlar
Araç Değer Kaybı - Bursa Değer Kaybı Avukatı
Sigorta Hukuku
26.02.2025 12:41
İbrahim Bilgehan Özkan
Araç Değer Kaybı Bursa Değer Kaybı Avukatı Trafikteki araç sayısı günden güne hızlı bir şekilde artmaktadır. Bu artışa bağlı olarak çeşitli sebeplerden dolayı trafik kazaları da artış göstermektedir. Araçlarda oluşan hasarların zorunlu mali mesuliyet sigortası ile tamirinin gerçekleştirilebildiği gibi kazaya bağlı olarak araçta meydana gelen değer kaybı da talep edilebilecektir. Araç Değer Kaybı Nedir? Araçların ticari (sürüm) değerleri, maddi değerlerinin yanında ayrı bir kalem olarak malvarlığı kapsamında olduğundan bir nesnenin sürüm değerinin azalması da malvarlığı zararını oluşturmaktadır. Zarara uğrayan eşyanın onarım giderleri tazmin edilse bile eşyanın değeri, ikinci el piyasasında hasara uğramayan eşyaya oranlar azalmaktadır. Aracın kazaya bağlı olarak hasarlanıp tamir edilmesinden sonraki serbest piyasadaki değeri ile kaza öncesi hasarlanmamış değeri arasındaki farka araç değer kaybı denilmektedir. Yargıtay içtihatlarında araç değer kaybı “… Araçta meydana gelen değer kaybı, aracın kazadan önceki hasarsız hali ile olay tarihindeki 2. el piyasa rayiç değeri ile kazadan sonra onarılmış hali ile 2. el piyasa rayiç değeri arasındaki farktır…” şeklinde tanımlanmıştır. Değer kaybı tazmini başvurusu yapılırken belirli şekil şartlarına uyulması gerektiğinden hak kayıplarına uğramamanız için Bursa değer kaybı avukatlarından destek alabilirsiniz. Araç Değer Kaybı Nasıl Hesaplanır? Sorumluluk hukukunda, zarar malvarlığının gösterdiği iki durum arasındaki farka göre hesaplanmaktadır. Başka bir ifadeyle, malvarlığının zarar verici fiilin gerçekleşmesinden önceki durumu ile hiç gerçekleşmemiş olsaydı bulunacağı durum arasındaki aleyhe oluşan fark maddi zarar olarak hesaplanmalıdır. Türk hukukunda zarar hesaplamalarında, kural olarak sübjektif (somut) hesaplama yöntemi esas alınmaktadır. Araç değer kaybı zarar hesaplanmasında ise uygulamada objektif hesaplama yöntemi benimsenerek kazaya bağlı olarak hasar gören aracın kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa değeri ile hasa...
TAHLİYE TAAHHÜDÜ NASIL DÜZENLENMELİDİR?
Gayrimenkul Hukuku
18.02.2025 12:22
İbrahim Bilgehan Özkan
TAHLİYE TAAHHÜDÜ NASIL DÜZENLENMELİDİR? Tahliye Taahhüdü Nedir? Kiracının kiralananın teslim edilmesinden sonra, kiraya verene karşı, kiralananı belli bir tarihte boşaltmayı yazılı olarak üstlenmesine ve aralarında yazılı şekilde yapılan bu taahhütnameye tahliye taahhüdü denir. Tahliye Taahhüdü Düzenlerken Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar? Tahliye taahhüdünün önemi ve doğurduğu birtakım önemli sonuçlar nedeniyle belirli şekil şartlarına tabi tutulmuştur. Tahliye taahhütnamesi taraflar arasında yazılı olarak düzenlenmeli ya da noterde onaylama veya düzenleme şeklinde gerçekleştirilmelidir. Bu nedenle tahliye taahhüdünün sözlü olarak gerçekleştirilmesi tahliye taahhütnamesinin geçersizliğine ve ispat yükümlülüğünde sorunlara yol açacaktır. Kira sözleşmesinin birden çok kiracı ile yapılmışsa tahliye taahhüdünün bütün kiracılar tarafından imza edilip verilmesi gerekmektedir. Kiracı tahliye taahhüdünü belirli bir kira sözleşmesi için vermektedir söz konusu kira sözleşmesinin geçersiz olması veya tarafların aralarındaki kira sözleşmesinin yenilenmesi durumunda tahliye taahhüdü geçersiz hale gelecektir. Tahliye taahhüdünün kira sözleşmesinin yapılmasından sonra tarihi açık ve net olarak belirtilecek şekilde yapılmalıdır. Kira sözleşmesi ile tahliye taahhüdünün aynı tarihte imza edilmesi tahliye taahhüdünün geçersizliğine sebep olacaktır. Bunun nedeni kiracının tahliye taahhüdünün özgür irade ile verilmesi gerekirken kiracının söz konusu kira sözleşmesini yapabilmek için tahliye taahhüdünü imzalamak zorunda kalması bu sebeple yanılma, aldatma veya korkutma ile alınan bir taahhütnamenin geçersizliği ileri sürebilmesine yol açabilmektedir. Tahliye Taahhüdünün kira sözleşmesinin başlangıcı veya kiralananın kiracıya tesliminden sonraki bir tarihte verildiğinin ispati kiraya verene aittir. Tahliye taahhüdünde kira sözleşmesine konu konut ve çatılı işyerinin adresi açık bir şekilde yer alması gerekmektedir. Tahliye Taahhüdünde düzenleme ve/veya tahliye tarihinin kiracı tarafından...
KİRAYA VERENİN TEMERRÜDÜ VE TEVDİ YERİNİN BELİRLENMESİ
Gayrimenkul Hukuku
25.01.2025 15:07
İbrahim Bilgehan Özkan
KİRAYA VERENİN TEMERRÜDÜ VE TEVDİ YERİNİN BELİRLENMESİ KİRA İLİŞKİSİNDE ALACAKLININ TEMERRÜDÜ ve TEVDİ YERİNİN BELİRLENMESİ Kira sözleşmesi, kiraya verenin bir şeyin kullanılmasını veya kullanmayla birlikte ondan yararlanılmasını kiracıya bırakmayı, kiracının da buna karşılık kararlaştırılan kira bedelinin ödemeyi üstlendiği sözleşmedir. Kira sözleşmelerinde kiracının asli yükümlülüğü Borçlar Kanunu’nda belirtildiği üzere kira borcunun ve yan giderlerin ödenmesidir. Kira borcunun ödenmemesi durumunda kiracı açısından sakıncalı hukuki sorunlara yol açmaktadır. Fakat bazı durumlarda ise birtakım nedenlerden dolayı kiraya verenin kira bedelini teslim almaktan imtina etmesi söz konusu olabilmektedir. Bu durum ise alacaklının temerrüdüne yol açmaktadır. Kira Sözleşmesinde Alacaklının Temerrüdü Kiraya verenin kira bedelini teslim almaktan imtina etmesi buna bağlı olarak kiracının asli edimi olan kira borcunu ödeme yükümlülüğünü yerine getirememesi anlamına gelmektedir. Bu durum kiracı açısından gerekli adımlar atılmadığı durumlarda kiracının tahliye edilebilmesine sebep olabilmektedir. Türk Borçlar Kanunu’nda alacaklının temerrüdü “Yapma veya verme edimi gereği gibi kendisine önerilen alacaklı, haklı bir sebep olmaksızın onu kabulden veya borçlunun borcunu ifa edebilmesi için kendisi tarafından yapılması gereken hazırlık fiillerini yapmaktan kaçınırsa, temerrüde düşmüş olur.” Olarak tanımlanmıştır. Kira borcunun konusu para olmasından dolayı götürülecek borç niteliğindedir dolayısıyla temerrüde düşmesi durumunda borçlu, hasar ve giderleri alacaklıya ait olmak üzere, teslim edeceği şeyi tevdi ederek borcundan kurtulabilir. Kira sözleşmesine konu eşyanın birlikte kiralanması durumunda kiracıların kira borcundan müteselsil olarak sorumlu olduğundan dolayı alacaklı kiraya verenin birine karşı temerrüde düşmesi durumunda diğerlerine karşı da temerrüde düşmüş olacaktır. Kiraya Verenin (Alacaklının) Temerrüdü Halinde İzlenecek Yol Nedir? Ev sahibinin kira ödemesini almayı reddet...
BURSA BOŞANMA AVUKATI
Aile Ve Miras Hukuku
29.09.2024 00:33
İbrahim Bilgehan Özkan
BURSA BOŞUNMA AVUKATI Boşanma Avukatının Tespiti Evlilik vaadi olan nişanlanma ile başlayan evlilik süreci boşanma ile sona erer. Taraflar evlilik süreci içerisinde birçok mal ve hak edinir. Evlilik sürecinde edinilen bu mal ve haklar evlilik birliğinin sona ermesiyle birlikte bu mal ve haklar hakkında1 Ocak 2002 tarihinde yürürlüğe giren edinilmiş mallara katılma rejimi uygulanmaktadır. Boşanma sürecinin hızlı ve hak kaybına uğramadan sonuçlandırılması hususunda boşanma avukatının tespiti önem arz etmektedir. Hal böyleyken alanında uzman bursa boşanma avukatı ile hem dava öncesinde hem de dava sonrasında iyi bir iletişim çok önemlidir. Genel Olarak Boşanma Davaları Hukukumuzda anlaşmalı ve çekişmeli boşanma davası olmak üzere iki tür boşanma türü vardır. 1) Boşanma Davalarında Görevli ve Yetkili Mahkeme Boşanma davasında görevli mahkeme aile mahkemesidir. Aile mahkemesinin bulunmadığı yerlerde ise genel görevli mahkeme olarak boşanma davalarına asliye hukuk mahkemeleri bakmaktadır. Yetkili Mahkeme ise boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir. 1.1) Anlaşmalı Boşanma Davası Anlaşmalı boşanma davası taraflar aralarında anlaşarak ve bunu bir protokole bağlayarak boşanmak amacıyla aile mahkemesine başvurmalarıdır. Bu boşanma türünde dikkat edilmesi gereken husus protokolün hazırlanmasıdır. Anlaşmalı boşanma protokolü hazırlanırken bursa boşanma avukatından yardım alınması çok önemlidir çünkü TMK. 184/1 maddesinde tarafların boşanma ve ayrılığın fer’i sonuçlarına ilişkin anlaşmalar, hakim tarafından onaylanmadıkça geçerli olmaz diyerek söz konusu protokolün iyi hazırlanmaması durumunda hakim tarafların iradesi dışında karar verebilecektir. Anlaşmalı boşanma davaları çekişmeli boşanma davalarına nazaran daha hızlı karara bağlanmaktadır. 1.2) Çekişmeli Boşanma Davası Genelde taraflar boşanma hususunda anlaşamayarak tek taraflı olarak boşanma davası açmak...
BURSA VERGİ AVUKATI
Vergi Hukuku
12.09.2024 17:14
Adnan Özkan
BURSA VERGİ AVUKATI Bursa Vergi Avukatı Bursa Vergi Avukatı Olarak 30 Yıllık Vergi Hukuku Deneyimi ve Bilgi Birikimi ile Vergi Hukuku Danışmanlığı, Vergi Davaları ve Vergi İnceleme Danışmanlığına yönelik Avukatlık Hizmeti Sunulmaktadır. Vergi Hukuku Danışmanlığı, Kurumsal şirketlere Vergi Hukuku alanında profesyonel danışmanlık, Vergisel Teşvik ve Avantajları Konusunda Danışmanlık,Vergi Davaları, Vergi Mahkemesindeki Vergi Davası Avukatlığı ve Adli Mahkemelerde Vergi Ceza Avukatlığı, Vergi İnceleme Danışmanlığı ve Temsili, Vergi Müfettişleri tarafından yapılan vergi incelemeleri ve Vergi Dairesi Müdürlükleri işlemlerinde danışmanlık ve temsili, Bursa Bab Hukuk ve Danışmanlık olarak, vergi hukuku alanında vermiş olduğu hukuki danışmanlık hizmetleri ve müvekkillerine verdiği vergi avukatlığı (Vergi Mahkemesindeki Vergi Davası Avukatlığı ve Adli Mahkemelerde Vergi Ceza Avukatlığı) hizmeti ile Bursa vergi avukatı olarak profesyonel destek ve hizmet vermektedir. Vergi Hukuku Alanında Verdiğimiz Hizmetler Şunlardır: Bursa BAB Hukuk ve Danışmanlık Büromuzda avukatlık hizmetleri • Kurumsal şirketlere Vergi Hukuku ve Şirketler Hukuku alanında profesyonel danışmanlık, • Vergi, vergi ziyaı ve Usulsüzlük cezası uyuşmazlıklarına ilişkin hukuki danışmanlık, • Vergisel Teşvik ve Avantajları Konusunda Danışmanlık • Vergi Kaçakçılık Suçları kapsamında (VUK.359, 367.mad.) Vergi Ceza Avukatlığı, Vergi Hukuku alandaki danışmanlık ve uyuşmazlıklarınızda Bursa vergi avukatı ve online avukat desteği için Bursa BAB Hukuk ve Danışmanlık Bürosu ile iletişim kurabilir ve yardım alabilirsiniz.
Kiracının Tahliyesi Ve Tahliye Davaları
Gayrimenkul Hukuku
10.09.2024 18:15
İbrahim Bilgehan Özkan
Kiracının Tahliyesi ve Tahliye Davaları 2020 yılında başlayan Covid19 salgını ile yaşanan ekonomik sıkıntılar ve döviz kurundaki dalgalanmalar hem kiracı hem de kiraya veren açısından bazı problemlere yol açmıştır. Düşük kira bedeli ve ileride yaşanması muhtemel olarak düşünülen ekonomik gidişat sebebiyle kira bedelinin düşük kalacağını düşünen ev ve işyeri sahiplerini tedirgin etmiştir. Bu problem ev ve işyeri sahiplerinin kira bedelini yükseltme veya kiralananın tahliye etme yollarını aramaya itmiştir. Kiracılar açısından ise hak ve nesafet kurallarına göre belirlenecek bir kira bedeli ile hali hazırda bulunduğu ev ve iş yerini kaybetmeme gayesi içine girmişlerdir. Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlenen kira sözleşmeleri adalet ve eşitlik kurallarını gözeterek kiraya veren açısından daha zayıf konumda olan kiracıyı koruyan düzenlemelere yer vermiştir. Kanun koyucunun bu düşüncesi TBK’nun 343. Maddesi “Kira sözleşmelerinde kira bedelinin belirlenmesi dışında, kiracı aleyhine değişiklik yapılamaz.” gözetildiğinde daha net anlaşılmaktadır. 1) Genel Olarak Kira sözleşmesi Türk Borçlar Kanunu’nda 299. Madde ve devamında düzenlenmiştir. Kanun koyucu kira sözleşmesinin kiracı ve kiraya veren arasında yazılı şekil şartı öngörmemiştir. Kira sözleşmeleri yazılı olabileceği gibi taraflar arasında sözlü olarak da kurulabilir. Fakat kira sözleşmesinin yazılı olması ileride doğacak olan ihtilaflarda bir ispat aracı olması açısından avantajlıdır. Tahliye davası, kiracının kiralanan mülkü belirli bir nedenle veya sözleşme koşullarına aykırı davrandığı için kiraya veren tarafından evden çıkarılma işlemidir. 2) Kira Sözleşmesinin Feshi Bildirimi ve Feshi Kira sözleşmeleri belirli ve belirsiz süreli olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Taraflar aralarında belirli bir süre kararlaştırmışlar ise kira sözleşmesi belirli sürelidir. Bununla birlikte kiracı ve kiraya veren aralarında belirli bir süre kararlaştırmamışlar ise bu sözleşme belirsiz süreli kira sözleşmesidir. Kira sözleşmelerinde fesi...
BA-BS BİLDİRİMİ YAKINDA KALKIYOR
Vergi Hukuku
24.08.2024 16:04
Adnan Özkan
BABS BİLDİRİMİ YAKINDA KALKIYOR Hazine ve Maliye Bakanlığı, mükellef ve meslek mensupları tarafından verilmesi gereken bildirimlerin azaltılması amacıyla, Eylül 2024 dönemi bildirimlerinden başlamak üzere Form Ba ve Form Bs bildirimlerinin kaldırılmasına yönelik çalışmalar yapmaktadır. Form BaBs Bildirimleri Nedir? Form Ba: Mükelleflerin 10.000 TL ve üzeri mal veya hizmet alımlarını bildirdiği formdur. Form Bs: Mükelleflerin 10.000 TL ve üzeri mal veya hizmet satışlarını bildirdiği formdur. Vergi incelemeleri açısından önemli bir denetim aracı olarak kullanılmıştır. Neden Kaldırılıyor? Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB), dijital dönüşüm ve efatura, earşiv gibi sistemlerin yaygınlaşması ile birlikte mükelleflerin tekrarlayan bildirim yükümlülüğünü azaltmayı hedeflemektedir. Efatura ve earşiv entegrasyonunun yaygınlaşması, Defter beyan sistemi ile işlemlerin daha şeffaf hale gelmesi, Vergi denetim süreçlerinin dijitalleşmesi, Mükelleflerin bildirim yükünün hafifletilmesi nedeniyle BaBs bildirimlerinin kaldırılması planlanmaktadır. Yeni Dönemde Ne Olacak? BaBs formlarının kaldırılması ile birlikte: ✅ Mükelleflerin bildirim yükü azalacak, ✅ Vergi denetimi efatura, earşiv ve diğer dijital sistemler üzerinden yapılacak, ✅ Eylül 2024 itibarıyla BaBs bildirimleri zorunlu olmayacak, ✅ Vergi mükellefleri efatura, edefter, earşiv gibi dijital sistemlere yönlendirilecek. Sonuç Bu değişiklik, işletmeler için idari yükü azaltacak ve mali denetim süreçlerini daha modern hale getirecektir. Vergi sisteminin dijitalleşmesiyle, artık BaBs bildirimleri yerine doğrudan efatura ve diğer elektronik kayıtlar esas alınarak işlemler denetlenecektir. Eylül 2024’ten itibaren yürürlüğe girmesi beklenen değişiklikle birlikte mükelleflerin güncel vergi mevzuatına uyum sağlaması gerekmektedir. 🚀
ARABULUCULUK
Arabuluculuk
23.08.2024 08:49
Adnan Özkan
Arabuluculuk Hizmetlerimiz Hukuk uyuşmazlıklarında tarafsız ve bağımsız üçüncü kişi (arabulucu) yardımıyla sona erdirilmesini amaçlayan arabuluculuk faaliyeti birçok uyuşmazlığa sonlandırması bakımından ülkemiz bakımından çok önemli hale gelmiştir. Taraflar gönüllülük ve iradilik ilkesi gereğince aralarındaki uyuşmazlıkları dava yoluna gitmeden sona erdirmekteler. Hukuk Ofisimiz vermiş olduğu arabuluculuk hizmetleri ile ihtiyarî ve dava şartı arabuluculuk hizmetlerini müvekkillerimize sağlamaktadır. Müvekkillerimize; • Arabuluculuk sürecinde taraf vekilliği olarak hukuki yardımda bulunulması, • Arabuluculuk hakkında bilgi verilmesi ve arabuluculuk sözleşmesinin hazırlanması, • Kurumsal firmalara ihtiyari arabuluculuk hizmetinde bulunulması, • Arabuluculuk süreci sonunda düzenlenen anlaşma belgesinin hazırlanması, • Arabuluculuk anlaşma belgesinin icra edilebilirliğinin talep edilmesinin mahkemeden sağlanması, • Arabuluculuk anlaşma belgesinin icrası süreçlerinde hukuki yardımda bulunmak sağladığımız hizmetler arasındadır. Avukat Arabulucu Adnan ÖZKAN